UMUT SICAK BİR ÇAY GİBİ DEMLENİYOR
Çay; grev ve direniş alanlarının vazgeçilmezlerinden biridir. Hayatı her gün yaratanlar direniş günü geldiğinde sıcak bir çay ile karşılarlar günün doğuşunu, batışını, onları yalnız bırakmayan ziyaretçilerini…
Çay; grev ve direniş alanlarının vazgeçilmezlerinden biridir. Hayatı her gün yaratanlar direniş günü geldiğinde sıcak bir çay ile karşılarlar günün doğuşunu, batışını, onları yalnız bırakmayan ziyaretçilerini…
Umut da çay gibi demlenir grev alanlarında. Haziran ayının son günlerine 5 bin 800 cam işçisinin 10 fabrikada başlattıkları grevle giriyoruz. Kristal İş üyesi işçiler, cam işçisinin gelenek yaratan direniş tarihini omuzlayarak hakları için grevdeler.
1966 yılında Paşabahçe cam işçilerinin grevi DİSK’in doğuşuna neden olan bir sürecin önünü açmıştı. Cam işçisi hep dönüm noktalarında durdu işçi sınıfı mücadelesinin. 2013 yılına aileleri ile birlikte işgalde girdi yüzlerce cam işçisi.
Topkapı’daki fabrikalarının taşınması nedeniyle işsiz kalma tehdidine karşı yapıldı direniş. Polis kuşatmasında süren işgalde müdahale işçilerin çatıya çıkması ile püskürtüldü. Şirketin oyunu direnişle bozuldu.
2013 yılında Paşabahçe işgali işçi sınıfının üzerindeki ölü toprağını attığının işaret fişeği oldu. İrfan Kaygısız’ın DİSKAR dergisi için topladığı verilere göre bir senede 545 işçi eylemine 181 bin işçi katıldı.
Alpaslan Savaş’ın 2013 Emek Yıllığı’nda verdiği verilere göre 2013 yılında yapılan grevlere katılan işçi sayısı 23 bine ulaştı. Hem de AKP hükümetinin THY’de, Çaykur’da bir fiil grev kırıcılığına soyunmasına, Yüksek Hakem Kurulu’nun İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde sendikanın aldığı grev uygulama kararını engellemesine rağmen. Eğer keyfi engellemeler olmasaydı söz konusu rakamın iki katına ulaşabileceğini söylemek mümkün.
Burada 2003-2012 yıllarında grevdeki işçi sayısının yıllık ortalama 4 bin 688 olduğunu, 2007 yılındaki Telekom grevi çıkartılırsa bu sayının 2 bin 328’e düştüğünü hatırlatalım. Cam işçisi greve başlarken, ücretlerinde iyileştirme talepleri görmezden gelinen DİSK Enerji-Sen’e üye VEDAŞ işçileri yaptıkları fiili grevle Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca’da hayat durdurma noktasına getirdi. Elektriğin yanı sıra su ve internette de kesintilerin olduğu ilçede, resmi kurumlar ile bankalardaki işlemler de durdu. Grev büyük bir kazanımla sonuçlandı.
Soma’da yaşanan katliamın ertesinde maden işçileri kendi bağımsız sendikal eylemlerini DİSK üyesi Dev Maden-Sen’de somutlama gayretinde. İşçi sınıfının öfkesi her gün yeni bir alanda kendisine akacak mecra arıyor. Böyle bir süreçte metal sektöründe yüz bini aşkın işçi MESS ile toplusözleşme sürecine giriyor.
ÇALIŞMA KOŞULLARI KÖTÜLEŞİYOR
Çalışma koşulları kötüleşiyor. Genç işçiler ile kıdemli işçiler arasındaki ücret makası giderek artıyor. Enflasyonun işçinin alım gücünü yansıtmaması sonucunda yaşanan gizli yoksullaşma tahammül sınırlarını zorluyor. Cam işçisinin işe giriş ücretlerinin artırılması, iş güvencesi, eşit işe eşit ücret talebi, kazanılmış hakların korunması, enflasyon hesaplanmasından kaynaklı gizli ücret erimesinin telafi edilmesi gibi talepleri metal sektörünün de gündemi olacak.
Enflasyon sepetinin her yıl değişmesinden kaynaklı yaşanan gizli yoksullaşma yüzde 4 civarında. Buna dar gelirlinin çok da fazla erişemediği gibi maddelerin sepetteki etkisini de düşünürsek bu oran yüzde 15’lere ulaşıyor. Örneğin otomobil fiyatları enflasyonu en çok etkileyen şey. Enflasyonun yüzde 7,84’ünü otomobil fiyatları belirliyor.
Ekmeğin ağırlığı ise yüzde 2,94. Yani otomobilin endekste ağırlığı ekmeğin 2 katından fazla. TÜİK verileri üzerinden hesaplama yaptığımızda karşı karşıya kaldığımız tablo şu. 2005 yılından bu yana enflasyon oranında ücret artışı almış bir işçi gıda ürünleri karşısında alım gücünü yüzde 9, kirada yüzde 33, elektrik ve gazda yüzde 14 kaybetmiş. Buna karşın araba fiyatları karşısında alım gücü yüzde 30 artırmış.
Çünkü araba fiyatları enflasyondan daha az artış göstermiş. Bu da enflasyon verilerini aşağıya çekmiş. Telefon fiyatları karşısında ise alım gücündeki artış yüzde 82. Dünya araba ve telefon fiyatlarından ibaret olsa bu veriler güzel de bunlar ne karın doyuruyor, ne evi ısıtıyor, ne barınmaya olanak tanıyor. Ama umut cam işçisinin elinde sıcak bir çay gibi demleniyor…