VAH TÜRKİYE EKONOMİSİ VE SANAYİSİ VAH!
Türkiye ekonomisi ve sanayisini mültecilerin ayakta tuttuğunu duymak da varmış.
-Bunca yılda oluşturduğumuz ekonomi ve sanayi mülteciler istihdamdan çekilince yıkılacak kadar çürükse biz yıllardır ne yaptık? Bir özeleştiri var mı?
-Neyse ki bu görüşler itibar edilecek gibi değil. Bunu söylemek en azından Türkiye ekonomisini bu düzeye getiren girişimciye ve işçiye haksızlık.
Gazetecilikte temel bir kural vardır. Her duyduğuna inanmayacaksın. Her bilgiyi doğru kabul etmeyeceksin. Hele hele günümüzün sosyal medya havuzunda bin bir türlü bilgi ve verinin dolaştığını göz önünde bulundurup edindiğin bilgiyi defalarca süzgeçten geçireceksin. Geçireceksin ki yanılmayasın, birilerinin dolduruşuna gelip çuvallamayasın.
İki gün önce bir haber okudum. “Herhalde birileri suyu bulandırmak, bir tartışma ortamı yaratmak için böylesine asılsız bir haberi yaymaya çalışıyor” diye düşündüm. Konu mültecilerdi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun mültecilerin ülkelerine dönmelerini sağlayacak politikalar geliştirecekleri yolundaki açıklamasından sonra bu kez AKP’den gelen bir açıklamaydı bu. CHP mültecileri barış yoluyla geri göndereceğiz diyebilir, AKP ya da başka bir parti aksi yönde görüş belirtebilir, siyaseten bunlar dile getirebilir, o ayrı bir konu. Ancak okuduğum haberdeki ekonomik yaklaşım karşısında “Yok artık, bu doğru olamaz” diye düşündüm.
Kısa bir araştırmadan sonra ortaya çıktı ki meğer bu açıklama doğruymuş. Açıklamayı yapan eski AKP Genel Başkan Yardımcısı ve halen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı olan Yasin Aktay. Ne mi demiş Yasin Aktay:
“İşverenler, yatırımcılar, sanayiciler Suriyelilerden çok memnun. Suriyelileri çekin bu ülke ekonomisi çöker…”
Ülke ekonomisinin çökmesi! Yasin Aktay’ın zihninde nasıl bir Türkiye ekonomisi canlanıyor acaba? Türkiye ekonomisi, Anadolu’daki bazı sanayi şehirlerindeki KOBİ’lerde Suriyeli istihdamı sona erdiğinde çökecek bir ekonomi mi yani?
Varsayın ki öyle, demek ki Türkiye ekonomisinin eti budu bu!
İyi de yirmi yılda ekonomiyi ancak bu duruma getiren, getirebilen kim?
Neyse ki o kadar basit değil. Türkiye ekonomisi öyle eğitimsiz, birikimsiz Suriyeli mültecilerle ayakta duruyor değil.
Genellemek doğru olmaz tabii ki ama bazı işverenler, sanayiciler Suriyeli ya da başka ülke vatandaşlarını istihdam etmekten memnuniyet duyuyorlardır. Doğru dürüst ücret vermeden, sigorta yaptırmadan mülteci çalıştırmak kendileri açısından avantajdır.
Ve bir açıklama daha…
Yasin Aktay’ın açıklamasının tartışmaları biter gibi olmuştu ki bu kez AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin açıklaması geldi. Özhaseki de aynı görüşteydi:
“Bazı şehirlerde sanayiyi onlar ayakta tutuyorlar. Gaziantep sanayisine gidin yüz binlerce insan en ağır ve en zor işlerde çalışıyor. Kayseri sanayisinde de öyle. İşçi bulamıyorlar, bu adamlar çalışıyor.”
Mehmet Özhaseki acaba o ağır ve zor işler olarak nitelediği işlerde neden Türklerin çalışmadığını düşünüyor mu?
Gaziantep’te, Kayseri’de, Konya’da ya da benzer şehirlerdeki sanayide niye Türk işçi değil de mülteciler istihdam ediliyor diye kafa yormak yerine “Türkler bu işleri beğenmiyor” anlamına gelecek yüzeysel bir yaklaşım sergilemek ne kadar doğru.
Ayrıca yüksek teknoloji gerektiren hangi sanayi dalında mülteci çalışıyor acaba. Sendikasız, sigortasız, düşük ücretle kayıt dışı bir şekilde eleman istihdam etmek istiyorsak ve Türk sanayisini de bu tür işyerlerinden ibaret görüyorsak söylenecek söz yok.
SANAYİYİ GERÇEKTEN AYAKTA TUTANLARA HAKSIZLIK
Türkiye’nin Suriye ile 900 kilometre gibi çok uzun bir sınırı var. Ve diyelim ki çok istediğimiz halde, engellemeye çok çalıştığımız halde milyonlarca Suriyelinin Türkiye’ye girmesini önleyemedik. Artık sayı 4 milyon mu, 5 milyonu buldu mu onu bile bilmez durumdayız.
Ara ara Batı’ya parmak salladık, “Göndeririz” diye. İyi de adamlar sınırını kapattı mı, ki öyle bir kapattılar ki zaten, bizim göndermek istememizin bir anlam ifade etmediği ortaya çıktı.
Ama neyse ki özellikle Suriye’den gelenler çok kalifiye elemanlar, çok eğitimli insanlar da sanayimizi ayakta tuttular! Eğer sanayimiz, mülteci istihdamı sayesinde ayakta kalabilecek nitelikteyse, bu sanayi ile mi Batı’ya kafa tutacağız yani? Ya da gelişmiş ülkeler bu sanayiyi mi kıskanıyor?
Suriyeli mültecileri çok sevebilirsiniz. Muhalefet “Onları göndereceğiz” dediği için aksi bir görüş dile getirmek uğruna buna karşı çıkabilirsiniz. Bunlar siyasette olan şeyler.
Ama “Ekonomimizi, sanayimizi onlar ayakta tutuyor” dediniz mi bu en azından Türkiye ekonomisini gerçekten ayakta tutan sanayiciye, Türk işçisine biraz saygısızlık olmuyor mu?
Ayrıca bir gerçek var ki “Ne yani bu insanları savaşın göbeğine geri mi göndereceğiz” türündeki savunmaları tümden çürütüyor. Dini bayramlarda ülkelerine ziyarete gidenler ve sonra geri dönenler… Bu insanlar bayram ziyareti uğruna üç beş günlüğüne de olsa savaşın göbeğine gitmeyi göze mi alıyor, öyle mi!
Şimdi de Afgan mülteciler
Suriye ile 900 kilometre sınırımız var ve bu ülkeden girişleri diyelim önleyemedik. Şimdi akın akın Afgan mülteci geliyor.
Türkiye’nin bu ülkeyle sınırı yok sınırı! Arada koskoca bir İran var ve bu insanlar binlerce kilometreyi bir şekilde aşıp Türkiye’ye geliyor.
Büyük bir tehlike ile yüz yüze olduğumuzu bakalım ne zaman idrak edeceğiz ya da edebilecek miyiz? Daha da kötüsü bunu idrak ettiğimiz halde önlem alma yolunda adım atabilecek miyiz?