VEFAT EDEN SİGORTALININ HAK SAHİPLERİNE AYLIK BAĞLANMASI ve BU KİŞİLERİN BORÇLANMA YAPABİLMELERİ
Vefat Eden Sigortalının Hak Sahiplerine Aylık Bağlanması Ve Bu Kişilerin Borçlanma Yapabilmeleri Hakkında
5510 Sayılı yasanın 41. maddesinde: Bu kanuna göre sigortalı sayılanların,
a. 4a kapsamındaki sigortalı kadının,iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonraki iki yıllık süreyi geçmemek kaydı ile hixmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve cocuğunun yaşaması şartı ile talepte bulunulan süreleri
b. Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri
c. 4üncü maddenin birinci fıkrasının c bendi kapsamında olanların personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri
d. Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık süreleri
e. Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri
f. Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya göz altına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya göz altında geçen süreleri
g. Grev ve lokavt ta geçen süreleri
h. Hekimlerin fahri asistanlıkta geçen süreleri
i. Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçirdikleri süreleri
Kendilerinin veya haksahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın yüzde 32si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır Denilmektedir.
Dolayısı ile kanunun bu 41. maddesi ile 32. maddede belirtilen hususlar arasında bir çelişki ortaya çıkmaktadır.41. madde, bu yasa kapsamında olan sigortalı veya haksahiplerinin madde içerisinde belirtilen süreleri borçlanabilmeleri ve yazılı talepleri üzerene kendilerine tebliğ edilen borçlarını bir ay içerisinde ödemeleri halinde,bu borçlanılan hizmetlerin sigortalıklarına sayılması hükmüne amirdir.
Daha öncede bu Hükümet tarafından çıkarılan 12.12.2006 tarih 5561 sayılı yasa ile sağlanan 5 yıldan beri sigortalı olma ve bu süre içerisinde borçlanılan hizmetlerle birlikte en az toplam 900 gün prim ödeme şartını yerine getirenlerin vefatları halinde geride kalan haksahiplerine aylık bağlanması hakkı , 5510 sayılı yasa ile, 1.10.2008 tarihinden sonra vefat eden sigortalılar için ; her türlü borçlanma süreleri hariç ; şeklinde uygulanmaya başlamış ve bu şart yasanın 41. maddesi ile çelişir duruma gelmiştir.
Ölüm insan iredesinin dışında,istenmeyen ve hiçbir şekilde vakti saati bilinmeyen bir olaydır.
Bu hak ve nefaset kuralına ve hatta yasalar önünde eşitlik kuralına tamamen aykırıdır.
Bir sosyal güvenlik kuruluşu olan Sosyal Güvenlik Kurumu,kapsamı içinde bulunan aynı sosyal risklere karşı asgari ölçülerde güvence altına alınan ve aynı kurallara bağlı olan sigortalılar, Aynı hukuki statü içinde özdeş durumda bulunan kişilerdir.Aynı durumda bulunan kişilerin yasanın öngördüğü haklardan aynı esaslara göre yararlandırılmalarıda eşitlik ilkesinin gereeğidir.
Hukuk Genel Kurulunun 27.04.2006 gün ve 10-367.386 sayılı kararındada vurgulandığı üzere Sosyal güvenlik,Sosyal Hukuk Devleti tanımı içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir.
Sosyal güvenlik alanında oluşturulacak tüm kuralların özde.sosyal hukuk devleti anlayışına uygun olması zorunludur. Sosyal güvenlik,insanlığın en derin gereksiminin bir sonucudur.Bu gereksinim bireyin karşılaşacağı ve yaşamı için tehlike oluşturan olaylara karşı bir güvence arayışının ürünüdür.Tehlikeye ve yoksulluğa birey için asgari bir güvence sağlamah sosyal güvenliğin varoluş koşulu,diğer bir ifadeyle olmazsa olmazıdır.Önemli olan yön, sosyal güvenlik kavramına işlevsel olarak temel bir insanlık hakkı görünümü yaratmaktır.
Aynı durumda bulunan kişilerin, yasanın öngördüğü haklardan aynı esaslara göre yararlandırılmalarıda eşitlik ilkesinin gereğidir.
Anayasanın 2,10,60ıncı maddeleri uyarınca,Devletce sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanmasına elverişli ortamın yaratılması ve bu anlamda sosyal güvenlik alanında getirilen bir haktan aynı sosyal güvenlik kurumu içinde yer alan ve temelde birbirine yakın konumda bulunan tüm sigortalıların dengeli ve makul ölçüler içerisinde yararlandırılmasını öngören düzenlemeler yapılmalıdır.
Bu sebeble 5510 sayılı yasanın 32.maddesinin a fıkrasında yer alan ve anayasanın yukarıda belirtilen hükümlerine tamamen aykırı tek kelime olan(HARİÇ) kelimesinin yasa maddesinden çikarılarak bu kelime yerine (DAHİL) kelimesinin yasa metnine işlenmesi sureti ile bu büyük anayasal haksızlık mutlak surette giderilmeli ve binlerce haksahibi bu durumdan kurtarılmalıdır . Ancak yüzlerce kanunda değişiklik yapan 6111 sayılı yasada bu basit düzenleme,herhalde aceleden olsa gerek maalesef gözden kaçmış ve binlerce haksahibinin beklentileri boşa çıkmıştır.
Bu arada bu konuda açılmış bir dava mevcut olup halen mahkeme safhasındadır.
Çetin ZORLU
Sosyal güvenlik müşaviri