YATAĞAN İSÇİSİNDEN TURK-İS MEKTUBU
TES-lş üyesi Yatağan Termik Santral işçisi Muhammet Altın gazetemize gönderdiği mektupta, Hükümetle kol kola Türk-İş istemiyoruz dedi.
TES-lş üyesi Yatağan Termik Santral işçisi Muhammet Altın gazetemize gönderdiği mektupta, “Hükümetle kol kola Türk-İş istemiyoruz” dedi. Altın şöyle devam etti: “özelleştirmeler sonucu kaybedilen fabrikaları vatanın birer kalesi gören, grev kararı alan bir Türk-Iş istiyoruz.” 5’te’Hükümetle kol kola Türk-is istemiyoruz’
İŞÇİ SINIFI TÜRK-İŞ’ İ TARTIŞIYOR
TES-İş üyesi Yatağan Termik Santral işçisi i Muhammet Altın gazetemize gönderdiği mektupta, “Hükümetlerle kol kola olmaktan gurur duymayan, Başbakanların uçaklarına binmekle övünmeyen bir Türk-İş istiyoruz” dedi Yüzünü işçi sınıfına dönen, ilkeli ve mücadeleci bir Türk-lş’in nasıl yaratılacağını tartışıyoruz. Sendika yöneticileri, işyeri temsilcileri ve işçilerin görüşlerine sayfamızda yer veriyoruz. Bugün TES-lş üyesi Yatağan Termik Santral işçisi Muhammed Altın’ın gönderdiği mektubu yayımlıyoruz.
işte, Altın’ın, nasıl bir Türk-tş istediğine ilişkin o mektubu: çalışan Türk-lş değil, eylemliliği ön planda tutan Türk-tş istiyoruz.
25-30 yıldır tozu, gaz kokusunu ve makine sesini unutmuş sendika yöneticilerinin hâkim olduğu ve koltuklarını korumak adına antidemokratik seçim sistemlerinin uygulandığı bir Türk-lş değil; katılımcı, demokratik yüzünü tabanına dönen ve kulağı üyelerinin taleplerinde olan bir Türklş istiyoruz. Utanmayı bilen Turk-is istiyoruz Hükümetlerle kol kola olmaktan gurur duymayan, Başbakanların uçaklarına binmekle övünmeyen bir TürkTurk-is taraf olsun Ülkemizde muhalif örgütler dendiği zaman akla, Çarşı taraftar grubunun değil, Türk-lş’in gelmesini istiyoruz. Emek camiasının sorunlarında ve demokrasi sınavlarımızda Türk-lş’i taraf olarak görmek istiyoruz.
İş istiyoruz. İş kazalarında Avrupa birincisi, sendikal örgütlenmede dünyanın arka sıralarında olan Türkiye Cumhuriyeti çalışanları karşısında utanacak bir Türk-lş istiyoruz. Özelleştirme karşıtı ? Grev kararı alan sendikasına sahip çıkan, toplu sözleşmelere karşı duyarlı olan, özelleştirmeler sonucu kaybedilen fabrikalan vatanın birer kalesi gören, taşeronlaşmanın sendikasız, iş güvencesiz, toplu sözleşmesiz çalışma olduğuna inanan ve buna kayıtsız kalmayan bir Türk-tş istiyoruz. Açlık sınırı altındaki asgari ücrete itiraz eden, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda şerh koyan bir Türk-lş istiyoruz. Korkarım sendikal anlayış sadece Türk-lş’te değil en küçük şubelerde bile dejenere olmuş durumda. Bu anlayışın değişimi bütün çalışanlarımızın sorumluluğundadır. Sendikalı, sendikasız; kamu, taşeron, özel sektör ortak amaç oluşturup bir araya gelmemiz lazım. Hem de hemen.” Tartışma açıyoruz
1- Hükümetin saldırısıyla, işçi sınıfı kazanılmış haklarını kaybediyor ve köleleştirilirken, sendikacılar neden susuyor?
2- Hükümet yandaşı olan sendikacının işçiye daha iyi sahip çıkacağı ya da çıktığı doğru mudur?
3- İşçilikten gelen kimi sendika başkanları, milyonlarca dolara, onlarca arsa ve taşınmaz sahibi olmaları, sizce nasıl mümkün olabilir?
4- Sendika yöneticilerinin hükümetlerin avucuna düşmesi, sendikada yapılan yolsuzluklar yüzünden midir?
5- Türk-İş, hükümetlerin arka bahçesi olmaktan nasıl kurtulur? işçi sınıfını savunan bir örgüt haline nasıl getirilir?
6- Sendika Genel Kurullarında işçinin etkili olabilmesinin yolu nedir?
7- Türk-lş’in ve bağlı sendikaların, işçi sınıfını ve vatanı savunan örgütler yapılması, tabanın söz ve karar sahibi olacağı sendikalar haline gelmesi nasıl sağlanır?