Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
08 Şubat 2018
YÜKSEK FAİZ, YÜKSEK ENFLASYON, YÜKSEK BORÇ

Türkiye’nin kalıtsallaşmış hastalıklarından biri enflasyon. Uzun yıllardır ülkemizde yüksek enflasyon hep var olmuş, insanlar ise ekonomideki bu çarpıklığın sonuçlarını ağır bedellerle ödemiş.

YÜKSEK FAİZ, YÜKSEK ENFLASYON, YÜKSEK BORÇ
Türkiye’nin kalıtsallaşmış hastalıklarından biri enflasyon. Uzun yıllardır ülkemizde yüksek enflasyon hep var olmuş, insanlar ise ekonomideki bu çarpıklığın sonuçlarını ağır bedellerle ödemiş. Sadece ekonomik değil, toplumsal maliyetleri olan hayat pahalılığı kalıcı olagelmiş. Gelirin fiyat artışına paralel bir şekilde artırılmaması, enflasyonu hayat pahalılığına dönüştüren etmen. Dolayısıyla enflasyonun maliyeti bizde çifte ödeniyor, yani enflasyonun maliyeti katlanıyor. Bir yandan elde tutulan paranın değeri düşüyor, diğer bir yandan gelir enflasyon karşısında erimeye terk edilerek, alım gücü düşüyor, yoksullaşmaya neden oluyor.
 
 
Peki, ücretli çalışanlar, enflasyonun şiddetini bu haliyle hissedebiliyorlar mı? Yanıtı hayır. Borçlanma mekanizması bu şiddeti yumuşatıyor. Enflasyon maliyetlerinin bir kısmının ertelenmesine, reel etkilerinin yani satın alınan mal ve hizmetlerin sayısındaki düşüşün bir nebze de olsa önüne geçerek bu bedelin bir kısmının görünmez hale gelmesini sağlıyor. Aslında enflasyon, olağanca şiddetiyle orada, yani hayatımızda duruyor. Fakat kredi kartı veya ihtiyaç kredisi gibi mekanizmalarla insanlar ihtiyaçlarına bir şekilde erişebiliyorlar, hayat standartlarını bu şekilde koruyabiliyorlar. Ne var ki burada “ne pahasına?” diye sorduğumuzda, ekonomik ve toplumsal maliyetin azalmadığı bilakis ağırlaştığı yanıtıyla karşılaşıyoruz.
 
Borçlanma, faiz ve enflasyon arasındaki ilişki, Türkiye ekonomisinin bugün içine düştüğü çıkmazı ortaya koyan bir görüntü sunuyor. Mekanizmayı birkaç cümlede özetleyecek olursak şöyle ifade etmek mümkün;
 
 
Türkiye ekonomisi, uzunca bir süredir üretimde, ihracatta rekabetçi bir iddia taşımıyor. Dünyadaki üretim teknolojilerine ayak uyduramadığı için dışa bağımlı bir üretim anlayışı izliyor. Ülkeleri, toplumlarıyla birlikte zenginleştiren, bunu yaparken de geliştiren kalkınma anlayışından uzak olarak kaynaklarını tahrip edici, çevreyi, kültürel dokuyu, kent ruhunu yok edici inşaat odaklı gelir yaratma stratejisini uyguluyor. Bunu yaparken de, büyümenin devam ettirilmesinde özel tüketim harcamaları öne çıkıyor. Fakat aynı zamanda toplumun büyük bir kısmını oluşturan ücretli kesimin geliri enflasyon karşısında erimeye terk ediliyor. O halde borçlanma en kullanışlı kalem haline geliyor. Kişiler borçlanmayı faizlerin düşük olduğu ortamda tercih ederler değil mi? Türkiye’de yüksek faizle de borcun arttığını gözlemleyebiliyoruz. Her ay yaklaşık olarak tüketici kredilerinde yüzde 20’lik bir artış izlenmesi, bu durumu destekliyor. Ve bu durum gösteriyor ki, borçlanma ülkemizde keyfi olarak değil, zorunlu olunduğu için yapılıyor. Masrafları bir asgari ücretin kat be kat üzerinde olan eğitim için, sağlık için, mutfak masrafından giyim ihtiyacına dek birçok ihtiyaç için kredi kartları veya krediler kullanılıyor.
 
Diğer bir yandan faizler de artıyor. MB, hükümetin olağanca baskısına rağmen faizleri düşüremiyor, elinden gelen en fazla gayret ise faizleri sabit bırakmak oluyor. Çünkü ülkenin sıcak paraya, sıcak paranın bol kazanca ihtiyacı var.
 
 
Hal böyle olunca, yüksek faiz-yüksek enflasyon-tüketime dayalı büyüme sarmalından Türkiye bir türlü çıkamıyor. Çıkış rotası ise birçok kesim tarafından dile getiriliyor. Planlı, kalkınma yaklaşımının benimsendiği, toplumsal refah odaklı üretken bir ekonomik modelin inşa edilmesi gerekliliği, kimse tarafından inkâr edilemez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Böylesi bir modelin aynı zamanda çevre-doğa-kültürel zenginliği de kapsadığı, aynı zamanda bilimsel, özgür ve demokratik bir eğitim ile yetişmiş gençliğe ihtiyaç duyduğu da biliniyor. Yani çıkış rotası var ve biliniyor. Ama uygulanmıyor. Uygulanmamasının ötesinde tüm bu değerlerin hızlı tahribatı devam ediyor. EĞİTİM bilimden, demokratik ve kamusal bir nitelikten uzaklaştıkça, çevremizdeki tüm doğa yok olurken, bu sarmaldan çıkmayı beklemek nafile.

 

DİĞER HABERLER
EN BÜYÜK EMANET CUMHURİYET!
EN BÜYÜK EMANET CUMHURİYET!

İşgal altındaki topraklardan bağımsız bir ülke, ümmet olan topluluktan millet, padişahlıktan millet egemenliği yaratan sistemin adıdır; Cumhuriyet.

DAHA AZ SOSYAL HARCAMA, DAHA ÇOK VERGİ: BÜTÇENİN ŞİFRELERİ!
DAHA AZ SOSYAL HARCAMA, DAHA ÇOK VERGİ: BÜTÇENİN ŞİFRELERİ!

2025 bütçesinde ‘daha az sosyal harcama ve daha çok vergi’ var. Sosyal harcamalar kısılırken daha çok vergi toplanması hedefleniyor. Bütçe gelir bölüşümünü iyileştirmek bir yana, daha da bozacak özelliklere sahip.

ÜCRETLİLER HER YIL DAHA YÜKSEK VERGİ ÖDÜYOR
ÜCRETLİLER HER YIL DAHA YÜKSEK VERGİ ÖDÜYOR

Türk-İş, vergi konusundaki mevcut sorunlar ile bu sorunlara çözüm önerilerini içeren bir rapor hazırladı.

POLONEZ İŞÇİLERİ PASTAYI KESTİ MÜCADELEYİ YÜKSELTTİ
POLONEZ İŞÇİLERİ PASTAYI KESTİ MÜCADELEYİ YÜKSELTTİ

Mücadelelerinin 100’üncü günlerini pastayla, halaylarla kutlayan Polonez işçileri, Çarşamba günü Kocaeli Şekerpınar’da kurulu Bifet fabrikası önünde açıklama yapacaklarını duyurdu. İşçiler kararlılık mesajı verdi.