YUNANİSTAN’DA GREV HAKKI VE GREVLER
2021 yılında Yunanistan’da toplam işgücü 3,9 milyondu. Bu toplamın 2,3 milyonunu erkekler, 1,6 milyonunu kadınlar oluşturuyordu.
TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ
Yunanistan’da 2021 yılında işgücü içinde ücretlilerin oranı yüzde 67,8 ile Türkiye ortalamasının biraz altındaydı. Bu oran 2010 yılında yüzde 64,4 idi. İşverenlerin işgücü içindeki payı yüzde 7,7 ile Türkiye’den yüksekti. Kendi hesabına çalışanlar işgücünün yüzde 21,5’ini oluşturuyordu. Ücretsiz aile çalışanlarının toplam işgücü içindeki oranı ise yalnızca yüzde 2,9 idi.
Yunanistan’da ücretlilerin sendikalaşma oranı 2001 yılında yüzde 24,9 iken, bu konuda son verinin yayınlandığı 2016 yılında yüzde 18,6 idi. Toplu iş sözleşmesi kapsamındaki ücretli sayısının toplam ücretlilere oranı, sendikalaşma oranının biraz altındaydı, yüzde 17,8 idi.
Yunanistan, grev hakkının kullanılması açısından Türkiye’den önemli farklılıklar içeren bir ülkedir. Yunanistan’da lokavt yasaktır. Buna karşılık, genel grev, işkolunu kapsayan grevler, işyerinde kuralları tam olarak uygulayarak işin yavaşlatılması, sendika konfederasyonu ve federasyonlarının grev yapması gibi haklar vardır. Grevde geçen süre, işçinin işten ayrıldığında alacağı tazminatın hesaplanmasında da süre açısından dikkate alınmaktadır. Buna karşılık, işverenin, grevdeki işçiler yerine greve katılmayan işçileri çalıştırma yetkisi de bulunmaktadır.
Yunanistan, 1999 yılından beri grevlere ilişkin resmi veri yayınlamamaktadır. Avrupa Sendika Enstitüsü (ETUI) ise Yunanistan’da yapılan grevlere katılan işçi sayısının 2003 yılında 18 bin, 2004 yılında 46 bin, 2005 yılında 307 bin ve 2006 yılında 126 bin olduğunu belirtmektedir. Yunanistan Sendikalar Konfederasyonu (GSEE), 2017 yılında 119 grev ve 266 diğer tür işçi eylemi olduğunu açıklamıştır.
DÜZENLEYİCİ MEVZUAT
Yunanistan Anayasası grev hakkını hem örgütlenme özgürlüğünün bir parçası olarak, hem de ayrıca açık bir biçimde güvence altına almaktadır. Anayasanın 23. maddesi sendikalaşma hakkını ve bu hakkın engelsiz bir biçimde kullanılmasını mümkün kılan diğer hakları koruyacak önlemleri devletin almasını öngörmektedir. Aynı maddede, çalışanların mali ve diğer çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla sendikaların yasaya uygun bir biçimde grev yapabilmeleri bir hak olarak tanınmaktadır.
Yargı mensuplarının ve güvenlik görevlilerinin grev yapmaları yasaktır. Diğer kamu çalışanları, yerel yönetim kurumlarında çalışanlar, kamu yararına çalışan kuruluşlardaki personel, genel olarak toplumun temel ihtiyaçlarının karşılanmasında görev alanların grev hakkını kullanabilmelerine yasayla sınırlama getirilebileceği de Anayasada yer almaktadır. Ancak bu kısıtlamaların grev hakkını ortadan kaldıracak veya grevin yasal bir biçimde uygulanmasını engelleyecek düzeyde olmaması gerektiği de Anayasaya eklenmiştir.
1982 yılında kabul edilen ve sendikacılık hareketinin demokratikleştirilmesini ve işçilerin sendikal özgürlüklerinin korunmasını amaçlayan mevzuatta toplu eylem hakkının kullanılmasına ilişkin ayrıntılı bir düzenleyici çerçeve yer almaktadır.
Çalışma yaşamı, sendikal haklar, işçilerin sağlığı ve güvenliği, Çalışma Bakanlığının örgütsel yapısı ve çalışma hayatının teftişine ilişkin 1994 yılında kabul edilen 2224 sayılı yasa da kamu yararına çalışan ve ayrıca grev hakkının kısıtlanabileceği belirtilen kurumlarda grev sırasında gerekli acil görevleri yerine getirebilecek görevlileri belirlemektedir.
1990 yılında kabul edilen 1876 sayılı yasa toplu pazarlık sürecini ve toplu iş sözleşmelerinin düzenleyebileceği konuları sıralamakta ve uyuşmazlık çözüm prosedürlerini düzenlemektedir.
Kamu kesiminde özel hukuk kapsamında istihdam edilen işçilerin grev hakları vardır. Bu hakkın kullanılması 1982 yılında kabul edilen 1264 sayılı yasayla düzenlenmiştir.
1999 yılında kabul edilen 2683 sayılı Devlet Memurları Yasası, devlet memurlarının mali, çalışma koşullarına ilişkin, sosyal güvenlik ve sendikal haklarını korumak ve geliştirmek ve diğer işçilerle aynı amaçlar doğrultusunda dayanışmalarını göstermek amacıyla sendikaları aracılığıyla grev yapma haklarının olduğunu belirtmektedir. Bu grev hakkının devlet memurları tarafından kullanılma biçimi ilgili yasayla düzenlenmiştir.
Medeni Kanun bir grevin yasal ya da yasadışı olarak belirlenebilmesi için gerekli olan ölçütleri düzenlemektedir. Grev, iyi niyet ile yapılmalıdır. Yunanistan Ceza Kanunu ise, en az 3 kamu görevlisinin yasadışı bir biçimde grev yapması ya da grev çağrısında bulunması durumunda uygulanacak yaptırımları düzenlemektedir. Bir devlet memurları örgütünün veya bir sendikanın yönetim kurulu üyelerinin de yasadışı bir biçimde grev çağrısı yapmaları durumunda da çeşitli yaptırımlar söz konusudur.
Eylemlerin yasallığı konusu içtihat hukuku temelinde gelişmiştir. Yüksek mahkeme ilke olarak eylemlerin yasallığını kabul etmiş, bu yasallığın eyleme ilişkin yargılama sonucu kesinleşene kadar geçerliliğini karara bağlamıştır.
Toplu iş sözleşmelerinde grev sırasında acil durumlarda müdahale edecek personel ve sağlanacak asgari hizmetlere ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
GREV KARARININ ALINMASI
Yunanistan Anayasasının 23. maddesine göre grev kararı yasalara uygun biçimde kurulmuş bir sendika tarafından kullanılabilen bir haktır. Bir sendikanın yasal olarak kurulmuş olmasının anlamı, tüzel kişilik sahibi olması ve sendika olarak kaydının bulunmasıdır. Bu nedenle kişilerin veya örgütsüz işçi gruplarının grev çağrıları yasadışıdır.
1264 sayılı yasa, grev hakkının kullanımına ilişkin prosedür gereksinimini düzenlemektedir. Herhangi bir grev kararı, sendika üst düzey yetkili organlarının onayını gerektirmektedir. Kısa süreli, birbirini tekrarlamayacak birkaç saatlik iş durdurmalarında ise sendika yönetim kurulunun kararı, eğer sendika tüzüğünde başka bir karar koşulu getirilmemişse, yeterlidir. Farklı coğrafi bölgeleri de içeren bir grev söz konusu ise, yerine getirilmesi gereken koşullar daha da kapsamlıdır. Bir işyerinde ancak işçilerin gizli oyla çoğunluğunun greve karar vermesi durumunda grev yapılabilir. Çalışanlarının sendika üyesi olmadığı bir işletmede grev yapılabilmesi ise, bölgenin emek merkezinin kararıyla mümkündür. Aynı çokuluslu şirketin bir başka işletmesindeki işçilerle dayanışma amacıyla grev yapılabilmesine de ancak üst sendikal örgütün kararıyla izin verilmektedir.
Devlet memurlarının grev hakkının kullanılmasında sendika genel kurulunun daha önce almış olduğu karara dayanılarak veya farklı coğrafi bölgeleri kapsayan bir kararla ancak üst sendikal örgüt karar verebilir.
GREVİN TANIMI
Yunanistan anayasası, grevi, ücretli çalışanların, bir sendikanın kararı üzerine, çalışma koşullarını korumak veya geliştirmenin bir aracı olarak işverenlere baskı uygulamak için topluca işi durdurmaları olarak tanımlamaktadır. Amaç, ücretlilerin çalışma koşullarını, mali durumlarını, sendikal haklarını ve sosyal güvenliğe ilişkin haklarını korumak ve geliştirmektir. Grev, ücretli çalışanlar için geçerli olan bir haktır. Kendi hesabına çalışanların çalışmayı durdurmaları, anayasaya göre grev olarak kabul edilmemektedir.
Yunanistan’da geçerli olan mevzuata göre, grevin meşru bir amacı olmalıdır. Türkiye’den farklı olarak, sendikalar, toplu iş sözleşmelerinin kapsamı dışında kalan konularda da haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla grev yapabilirler. Diğer bir deyişle, grev, yalnızca menfaat uyuşmazlıklarında başvurulabilen bir eylem türü değildir. Hakkın kötüye kullanılmaması koşuluyla, farklı tür eylemler, yasal grev olarak kabul edilmektedir.
Bu çerçevede ele alındığında, Yunanistan’da dayanışma grevleri yasaldır. Ayrıca, aynı çokuluslu şirketin başka bir ülkedeki işyerinde yapılan grevi desteklemek amacıyla Yunanistan’daki işçilerin dayanışma grevi yapması da mümkündür. Buradaki en önemli koşul, dayanışma grevi yapacak işçilerin üyesi bulunduğu sendikanın bağlı bulunduğu konfederasyonun bu eylemi onaylamasıdır.
Yunanistan’da, genel kural olarak, ücretlilerin çalışma koşullarının korunması ve geliştirilmesiyle doğrudan bağlantılı olmayan konularda siyasi amaçlı grevler yasaktır. Ancak anayasal kurumları ve ulusal bağımsızlığı korumak amacıyla yapılan siyasi grevler, bu yasağın kapsamı dışındadır. Siyasi ve ekonomik çıkarları birlikte korumayı amaçlayan grevler de yasaya uygundur. Örneğin, sosyal güvenlik haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda yapılan grevler, siyasi grev yasağının kapsamı dışındadır.
İşverenin ücretlilerin üyesi bulunduğu sendika ile görüşmeyi reddetmesi, sosyal diyalogdan kaçınması, kötü niyetli davranması gibi konularda sendikaların uyarı grevi yapma hakkı vardır.
İşyerini terk etmeden iş yavaşlatma eylemi konusunda mevzuatta belirsizlik olmakla birlikte, genel kabul gören görüş, işverenin işin durdurulduğu süre için ücret ödememesi ve ancak eylemin yasal olduğunun kabulüdür.
İşyerlerinin işgali ise yasadışı grev kabul edilmektedir. Sendikaların kararı olmadan işçilerin iş durdurmaları da yasadışıdır.
Diğer taraftan, ülkedeki tüm işyerlerini kapsayan genel grevler, belirli işkollarında tüm işyerlerini kapsayan grevler, kuralları tam olarak uygulayarak işin yavaşlatılması, işverenin veya hükümetin aldığı ve uyguladığı bazı kararları protesto etmek için yapılan eylemler, yasaldır. Örneğin, öğretmenlerin, öğretme görevini yerine getirirken idari görevlerini yapmayı reddetmeleri, yasal grev kabul edilmektedir.
Lokavtlar ise yasaktır.
GREVE KATILABİLECEK OLANLAR
Grev uygulanan bir işyerinde sendika üyesi olup olmadıklarına bakılmaksızın, işveren ile bir iş ilişkisi içinde olan tüm işçiler, Yunan vatandaşı veya yabancı uyruklu olmaları dikkate alınmadan greve katılabilirler. Belirli süreli veya belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışanlar, kısmi süreli çalışanlar, emekli olduktan sonra çalışmayı sürdüren kişiler de greve katılma hakkına sahiptir.
Kendi hesabına çalışanlar Yunanistan anayasasının 23. maddesindeki kapsam içine girmediklerinden, bu kişilerin çalışmamaları bir grev oluşturmaz. Ancak kendi hesabına çalışanlar da Anayasaya göre ayrı olarak örgütlenme hakkına sahiptir ve örgütlenme hakkının içerdiği tüm haklardan yararlanırlar.
Yunanistan’da özel hukuk çerçevesinde devlet, yerel yönetimler, kamu hukuk birimleri, kamu şirketleri ve kamu hizmeti sunan şirketlerde çalışan işçilerin grev hakkı bulunmaktadır.
Yunanistan’da toplumun temel gereksinimlerinin karşılaşması açısından hayati önemde işlevler üstlenen kamu kurum ve kuruluşları şunlardır:
- Hastaneler ve diğer sağlık kurumları gibi sağlık hizmetlerinin sağlanması;
- Su arıtımı ve dağıtımı;
- Elektrik ve doğalgaz üretimi ve dağıtımı;
- Petrol rafine işleri;
- İnsanların ve malların kara, deniz ve hava ulaştırması;
- Telekomünikasyon, posta hizmetleri, radyo ve televizyon;
- Kanalizasyon ve atık su arındırma, çöp toplama ve tasfiyesi işleri;
- İthal malların yüklenmesi, boşaltılması ve depolanması;
- Yunanistan bankasının hizmetleri, sivil havacılık, kamu sektörü çalışanlarının ücretlerinin ödenmesine ilişkin hizmetler.
Devlet memurları içinde aşağıda belirtilenlere ek olarak Yunanistan istihbarat hizmetleri personelinin de grev hakkı yoktur. Aylıklı devlet memurlarının, yerel yönetimlerin daimi personeli ile belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışan personelinin, yüksek öğretim kurumlarının, kilisenin, kamu hukukuna tabi diğer kurumların çalışanları ile kamu sektöründe özel hukuk ilişkisiyle çalışan tüm ücretlilerin grev hakkı bulunmaktadır.
Yargı mensupları ile güvenlik güçleri (askeri personel, silahlı kuvvetlerdeki sivil memurlar ve Yunanistan sahil güvenlik personeli) için grev yasaktır.
Grev hakkına ilişkin temel hizmetler konusunda ise, uyuşmazlığa taraf olan kuruluşların gerekli görüşmeleri yapmış olması ve asgari düzeyde bir hizmetin sağlanması güvencesini vermiş olmaları gerekmektedir.
GREV PROSEDÜRÜ
Yunanistan’da grev yapma hakkı yasal olarak kurulmuş sendikalara aittir. Grev yapılacağında, eskiden, ilgili işyerindeki işçilerin üçte birinin katıldığı bir toplantıda grevin onaylanması gerekiyordu. Bir süre önce kabul edilen yeni bir düzenlemeyle işçilerin en az yüzde 50’sinin katıldığı bir toplantı gerekli kılındı.
Özel sektörde bir sendikanın greve başlamadan önce işverene uygun araçlarla bir bildirimde bulunması gereklidir. Bu bildirimin grevin başlamasından en az 24 saat önce yapılması zorunludur.
Temel hizmetlerde bir grev yapılacağında sendikanın ilgili işvereni görüşmek amacıyla davet etmesi gerekir. Bu davet yazılı olarak yapılmalı ve işverenin yanı sıra Çalışma Bakanlığı ve ilgili diğer bakanlığa da bildirilmelidir. Temel hizmetlerde ilgili birimlere bildirimde bulunulmasının üzerinden 4 tam gün geçmeden greve başlanmaz ve bu bildirimin yapılmasından sonra yeni talep gündeme getirilemez. Ayrıca grev sırasında asgari düzeyde hizmetin sürdürülebilmesi ve işyeri güvenliği açısından gerekli personelin belirlenmesi de gereklidir.
Kamu çalışanlarının grev yapması söz konusu olduğunda, işveren kurumun, Çalışma Bakanlığı’nın ve söz konusu kurumun bağlantılı olduğu bakanlığın bilgilendirilmesi gerekir. Sendika, taleplerini ve taleplerinin nedenlerini açıklayan bir yazılı belgeyi bu birimlere verdikten ancak 4 gün sonra greve başlayabilir. Taraflar grevin başlaması öncesinde veya sürecinde taraflar arasında sosyal diyaloğun gerçekleştirilmesi talebinde bulunabilir.
Temel hizmetlerde veya kamu sektöründe grev yapılacağında, işyerinde çalışma barışının ciddi biçimde zarar göreceği düşünülürse, işveren, sendikanın taleplerini açıklaması veya grev kararı öncesinde sosyal diyalog talebinde bulunabilir. Bu görüşme, grev hakkının askıya alınması anlamına gelmez ve bir arabulucunun başkanlığında davetin yapılmasından sonraki 48 saat içerisinde bu görüşme gerçekleştirilir.
Özel sektörde bir greve çıkılacağında, sendika, işyerindeki makine ve teçhizatın korunması ve grev süresince ortaya çıkabilecek kazaların önlenmesi amacıyla işyerinde yeterli sayıda işçinin hazır bulundurulmasını sağlamakla yükümlüdür. Temel hizmetlerde ise, toplumun temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla asgari düzeyde bir hizmetin sağlanabilmesi için de yeterli sayıda işçi görevlendirilmelidir. Bu işçi grubunun kimlerden oluşacağı, işveren ile işyerinde en fazla temsil niteliğine sahip sendika arasında yapılacak özel bir anlaşma ile belirlenecektir.
İşveren ile sendika arasında yapılan anlaşma, temel hizmetlerin grev sırasında asgari düzeyde sürdürülebilmesini sağlamak amacıyla belirlenen personelin toplumun hangi ihtiyaçlarına yanıt vereceği ve bu anlaşmanın ihlal edilmesi durumunda uygulanacak yaptırımları da düzenlemektedir. Bu nitelikteki anlaşmalar her yıl yapılır ve bir yıl için yürürlükte kalır. Tarafların bu anlaşmayı imzalamalarından sonraki 5 günlük süre içinde bu anlaşmaların Çalışma Bakanlığı’na verilmesi gerekmektedir.
Sendika ile işveren arasındaki görüşmelerin her iki tarafın da kabul edeceği bir anlaşmayla sonuçlanmaması durumunda, uzlaştırma ve arabuluculuk ve bazı durumlarda gönüllü tahkim süreçleri devreye girer. Arabuluculuk ve tahkime ilişkin düzenlemeler ya ilgili toplu iş sözleşmesinde yer alır, ya da toplu iş sözleşmelerinde bu konuda hüküm bulunmaması durumunda tarafların üzerinde anlaşacakları bir biçimde sürdürülür. Tahkim, uyuşmazlıkların çözümünde başvurulabilecek son araçtır. Görüşmelerin herhangi bir aşamasında taraflar tahkim yoluna gidebilir.
İşyerinde yürürlükte bir toplu iş sözleşmesinin bulunduğu durumlarda, bu sözleşme hükümlerine uyularak toplu iş sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu sürede çalışma barışına saygı gösterilmesi gereklidir. Ancak çalışma barışı yükümlülüğü, toplu iş sözleşmesi ile düzenlenmeyen konuların gündeme getirilmesinde bağlayıcı değildir.
Grev kararının alınması veya uygulanması sonrasında tahkime başvurulması durumunda grev 10 günlük bir süreyle ertelenebilir. Ayrıca taraflar anlaşarak görüşmeleri uzatabilirler.
Yunanistan’da bir grevin yasadışı olarak kabul edilebilmesinde büyük belirsizlik vardır ve bu konuda mahkemeler yetkilidir. 2008 yılında parlamentoda kabul edilen yeni düzenlemelere göre, bir grevin mahkeme kararıyla yasadışı ilan edilmesi durumunda ilgili sendikanın Yargıtay’a başvurması üzerine konu 48 saat içinde yargının gündemine alınmalı ve bu tarihten itibaren 3 gün içinde de grevin yasaya uygun olup olmadığına ilişkin bir karar verilmelidir.
GREVE KATILMANIN SONUÇLARI
Yasal bir greve katılan işçinin iş sözleşmesi, grev süresinde askıdadır.
Grevde geçen süre işçinin işyeri kıdemine dahil edilir ve işçinin işten çıkarılması veya başka nedenlerle işten ayrılmasında hak ettiği tazminatın hesaplanmasında dikkate alınır. Grevdeki işçinin iş sözleşmesi askıya alındığından, sosyal güvenlik primleri ödenmez. Ancak toplu iş sözleşmeleri ile grev süresi için işçinin sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi kabul edilebilir.
Yunanistan’da grev sırasında grevci işçilerin yerine işçi alınması veya diğer bir ifadeyle grev kırıcılığı yasaklanmıştır. Ancak işverenin işyerinde grev nedeniyle ortaya çıkan boşlukları doldurmak amacıyla bazı düzenlemeler yapma hakkı vardır. Örneğin, greve katılmayan işçilerin grevci işçilerin yaptığı işleri üstlenmesi veya işletmenin diğer birimlerinden grev uygulanan birime işçi nakli ve hatta greve katılmayan işçilerin fazla çalışması yoluyla eksikliğin giderilmesi mümkündür.
Greve katıldığı için işçinin işten çıkarılması yasaktır. Sendika üyelerinin yasal bir greve katılmaması durumunda sendika, bu üyeler için yaptırım uygulayabilir.
Yunanistan’da lokavt yasaktır. Yunanistan mahkemeleri lokavt yasağının yerine geçecek biçimde, greve çıkmış olan işçilerin veya greve katılmayan diğer işçilerin grev sonrasında çalıştırılmamasını da işverenlere bir hak olarak tanımaktadır.
Grev hakkının yasal bir biçimde kullanılması için gerekli olan koşulların yerine getirilmemesi durumunda grev yasadışı sayılır. Diğer taraftan, grev hakkının kötüye kullanılması da, bir grevin yasadışı kabul edilmesine sebep olabilir.
İşveren, bir grevin grev hakkı kötüye kullanılarak ya da yasadışı bir biçimde uygulandığı iddiasıyla ve grev uygulamasının sona erdirilmesi talebiyle yargıya başvurabilir. Bir grevin yasadışı olarak kabul edilebilmesi ancak yargıç kararıyla mümkündür.
İhtiyati tedbir olarak bir eylemin durdurulması yasaktır. Bir grev ancak normal yargılama süreciyle yasadışı kabul edilebilir. Ancak bazı acil durumlarda, yargılamadaki prosedür hızlandırılabilir ve yargılama, işverenin bu konuya ilişkin dilekçesinin yargıya sunulmasından sonraki 5 gün içinde gerçekleştirilir.
Yasadışı greve katılan işçinin iş sözleşmesi askıya alınmaz. Yasadışı greve katılma, işçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi olarak yorumlanır ve bu durumda, haklı bir nedene dayanmaksızın işe gelmemenin yaptırımı uygulanır. Bu nedenle, yasadışı grev süresince işçiye ücret ödenmediği gibi, çeşitli haklara ilişkin kıdem süresinin hesaplanmasında bu süre dikkate alınmaz.
Yasadışı greve katılma, belirsiz süreli iş sözleşmesinin sona erdirilmesi için olduğu kadar, belirli süreli iş sözleşmesinin de süre bitiminden önce haklı nedenle sona erdirilebilmesi için yeterli koşuldur. Ancak iş sözleşmesinin sona erdirilmesi kararı da kötüye kullanılmamalı ve çeşitli etmenler dikkate alınmalıdır. Örneğin, grevci işçinin bu grevin yasal bir grev olduğunu düşünmesi veya grevin süresi dikkate alınacak etmenlerdir. Diğer taraftan, yasal olarak kurulmamış bir sendikanın grev çağrısı üzerine greve katılan işçinin iş sözleşmesi işverenin hiçbir ödeme yapmasını gerektirmeyecek biçimde sona erdirilir.
Sendika yöneticileri yasanın sağladığı bazı güvencelerden yararlanabilmektedir. Yasadışı bir greve katılmaları, işten çıkarmaya karşı kendilerine sağlanmış olan yasal güvenceyi etkilemez. Ancak mahkeme kararıyla grevin yasadışı olduğunun belirlenmesi durumunda, grevi sürdürürlerse, yasanın sendika yöneticiliğine sağladığı güvenceler işlemez.
Yasadışı greve katılmak ve grev sırasında suç kabul edilebilecek eylemlere kalkışmak bir disiplin ihlali kabul edilir. Toplu cezalandırma yasaktır. Disiplin yaptırımları ancak ilgili işçilere ve grev süresindeki sorumluluklarıyla orantılı olarak belirlenir.
Yasadışı bir grev nedeniyle işverenin maruz kaldığı zarar konusunda, grev kararını vermiş olan sendika sorumlu tutulabilir. Diğer taraftan, yasadışı greve katılan işçi, işe gelmemesi nedeniyle işyerinde bir zarara yol açmışsa, kendisinden bu zararı tazmin etmesi istenebilir. Grev sırasında çeşitli biçimlerde yasaların çiğnenmesi durumunda da cezai yaptırımlar uygulanabilir.