Yaşanan ekonomik kriz ve seçim sonrası yaşanan belirsizlik nedeniyle döviz fiyatları yeniden yükseldi. Bütün sektörler ithalata bağımlı hale getirildiği için üretim maliyetleri arttı. Buna bir de seçimler nedeniyle ertelenen zamlar eklenince zamlar peş peşe geldi. Petrol ürünlerine yapılan zamlar da tetikleme etkisi yaptı. Büyük marketlerde sadece etiket değiştirmek için personel istihdam edilmeye başlanırken, birçok üründe fiyatlar haftalık olarak değişir oldu.
İÇECEKTE YÜZDE 10
7 Haziran sonrası kağıt ürünleri ve çocuk bezlerinin fiyatı ortalama yüzde 20 zamlanırken, süt ve süt ürünlerine de ortalama yüzde 10 zam yapıldı. Çocuk maması da fiyatı en sık artan ürünler arasına katıldı. Zeytinyağının fiyatı yüzde 15 artarken, bazı salçaların fiyatlarındaki artış yüzde 70’lere ulaştı. Kuruyemiş fiyatlarında en çok artış fındıkta görülürken kuruyemişteki ortalama artış yüzde 25 seviyesinde oldu.
Geçen yıllarda ayçiçeği yağı fiyatı ile satılan fındık yağının fiyatı, zeytinyağı fiyatının üstüne çıktı. Yaz mevsiminde çok tüketilen kola, soda türü içeceklerin fiyatları da arttı. İçeceklerin zam oranı da yüzde 10 civarında gerçekleşti. Kadınların çok kullandığı güzellik malzemesi, deodorant gibi ürünlerin fiyatları da ortalama yüzde 10-20 arasında yükseldi.
İÇKİ VE SİGARAYA ZAM
Bu arada özel sektörün ürettiği içki fiyatları ile ithal içki fiyatları da zamlandı. Şarap dışındaki yerli içkilerdeki zamlar yüzde 1-2 civarında seyrederken ithal içkilerdeki zam oranı yüzde 5 ile yüzde 15 arasında değişiyor. Temmuz ayı ile birlikte vergilerdeki artış nedeniyle tüm içki ve sigara ürünlerinde yeni zamların gündeme geleceği bildirildi.
KALİTE GERİ PLANDA
Peş peşe gelen zamlar vatandaşı ucuz mallara yöneltti. Bir büyük mağaza zincirinin yöneticilerinden Tarkan Kaplan, Aydınlık’a yaptığı açıklamada vatandaşın durumunu en iyi kendilerinin hissettiklerini belirterek şunları söyledi:
“Yılbaşından beri zamlar hiç hız kesmedi. Seçimden sonra bir dalga daha geldi. Pek de duracağa benzemiyor. Vatandaş önce miktar azalttı. Kaliteden taviz vermedi. Bir kilo yerine yarım kilo almaya başladı. Ama şimdi kalite yerine ucuzluk ön plana çıktı. Ürünün kalitesine değil fiyatına bakıp alıyor. Kalite lüks haline gelmiş durumda. Örneğin peynir satışı. Eskiden tadına bakılır alınırdı. Fiyat ikinci plandaydı. Şimdi tadına bile bakmadan alınıyor. Fiyatı önemli hale geldi. İçkide de aynı. İçkiyi sevenler rakı alamaz oldu. Şarabın da iyisine bakmıyor. 12 liralık bir şarap getirdik bir anda bitti. Kaliteli bir şarap değildi. Sadece ucuz olduğu için tercih edildi. Bütün ürünlerde benzer bir durum söz konusu.”
EMEKLİ: ÇARESİZLİKTEN
Bir büyük markette karşılaştığımız emekli Süheyla-Necati Sarıca çifti içinde bulundukları durumu şöyle anlattı: “Emekli maaşlarımız yerinde sayıyor. Ama fiyatlar füze gibi. Maaşlar kaplumbağa hızı ile artarken ürünlerin fiyatları yarış arabası hızıyla artıyor. Tabi bu da sıkıntımızı her geçen gün arttırıyor. Eskiden toptancılara gidip alışveriş yapardık. Ama artık yaşlandık. Hem toptan alışveriş yapacak paramız yok hem de onu getirecek halimiz. Markette ihtiyacımız olan ürünlerden hangisinin fiyatı ucuz diye saatlerce araştırma yapıp ondan sonra alıyoruz. Artık kalite falan da aradığımız yok. Bir tek torunlar gelecekse iyisinden alıyoruz. Böyle giderse ondan da vazgeçeceğiz.”
ZEYTİNYAĞINDA FİYATI GÖREN KAÇIYOR
Üretici fiyatları geçen yıl 7 TL olan zeytinyağının bu yıl sezon başı fiyatları, artan iç talep ve dünya fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle 13 TL lira seviyesinde seyrediyor.
Ambalajlandıktan sonra market rafında litresi ortalama 20 liraya yükselen zeytinyağının 5 litrelik teneke ambalaj fiyatı ise 100 lirayı geçiyor.
AA’ya konuşan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Emre Uygun, üreticinin “fiyatların yükseleceği” beklentisiyle malını pazara indirmemeyi tercih etmesi nedeniyle fiyatların yüksek bantta ilerlediğini, sezon içinde ise gerileme beklenmediğini söyledi.
Fiyatın yüksek seyretmesinin iç tüketimi düşürdüğünü, tüketicinin raftaki fiyatları görünce zeytinyağından uzaklaştığını dile getiren Uygun, birçok tüketicinin de “beyaz ambalaj” olarak adlandırılan markasız ürünlere yöneldiğini kaydetti.